“Hocam nerden çıktı bu yazı durup dururken?” demezsiniz bilirim ama ben yine de söyleyeyim: 15 Aralık 2024 Pazar günü Eskişehir Atatürk Stadında tam 30 bin taraftar eşliğinde oynandı Eskişehirspor-Manavgatspor karşılaşması! Daha ne olsun!

2010 yılında çekilen ilk filminden bugünlerde yedinci serisine ulaşan ve sinemaseverlerle buluşan Çakallarla Dans, sinemamızda bu denli uzun süren seri olma özelliği ile bir ilke de imza atıyor. Çakallarla Dans’ın her bir serisi dönemin Türkiye’sinin ekonomik ve toplumsal değişimlerini mizahi bir dille beyazperdeye yansıtan başarılı bir örnek olarak değerlendirilebilir.

HABER MERKEZİ BirGün Pazar olarak her hafta Kültür sayfamızda, bu dönemde yazılan yeni kitapların bir seçkisini okurlarımıza sunuyoruz. Edebiyattan tarihe, teoriden çeviriye farklı konu başlıklarından ilgi çeken eserlerin müstakbel okurlarının gözünden kaçmaması adına yaptığımız bu seçkide bu hafta beş farklı eser bulunuyor. *** AYDINLIK ÇAĞLAR David M. Perry & Matthew Gabriele Ortaçağ birçok kimse için “karanlık çağlar”ı akla getirir: cehalet, batıl inançlar, vahşet ve kötü hijyen yüzyılları… Ancak eser, bu yaygın efsaneyi yıkarak Ortaçağ Avrupası’nı tüm karmaşıklığıyla yeniden tanımlıyo.

Kayahan Uygur yazdı...

Brahms ve “Mutlak Müzik” Kaya Türkmen yazdı...

“Gözlerimizi açalım gerekeni yapalım!” Eda Yılmayan yazdı..

Yine Yenemedi! Niko yazdı..

Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrukesi : Vivian Maier-II Oğuz Pancar yazdı..

Denizin yıldızları sofranızda parlıyor Reha Tartıcı yazdı..

Neler geldi, neler geçti… Esin Sungur yazdı...

Kadınlar için çok önemli yiyecekler! Mehmet Yaşin yazdı..

Dr. Hüseyin Nazlıkul yazdı...

Entrikanın adı Madame de Brinvilliers Pelin Batu yazdı..

“Bir erkeğin en güzel gücünün merhamet ve güven duygusu olduğuna inanırım” Mutlu Hesapçı yazdı..

Direnişçi bir kadının öyküsü Yaşar Seyman yazdı..

BM’nin belirlediği gönüllülük, güvenlik ve sürdürülebilirlik ilkeleri göz önüne alındığında, kitlesel geri dönüşlerin kısa vadede mümkün olmadığını görmemiz lazım. Suriye’deki mevcut koşullar, güvensizliğin yanı sıra belirsizliklerle dolu. Baas rejiminin çöküşü, Esad’ın kaçarak gitmesi, ülke içinde olduğu kadar dünyanın dört bir yanındaki Suriyeliler tarafından da kutlanmaya devam ediliyor. Karabasan gibi bir dönem nihayet bitti onlar için. […] The post Kitlesel Geri Dönüş İçin Şartlar Oluşmadı! appeared first on PERSPEKTİF .

Enerji krizi ile kastedilen, genelde enerji (ham)maddelerinin yetersiz olmasıyla veya enerji fiyatlarının normal enflasyon oranlarının oldukça üzerinde seyretmesi ile ortaya çıkan ekonomik krizlerdir. Enerji güvenliği ise ülkeler için makroekonomik açıdan yaşamsal önemdedir. Burada sorulması gereken, kriz olasılığının hangi tedbirlerle önlenebileceği, kriz durumunda neler yapılabileceğidir. The post Dünyada Enerji Krizleri ve Yenilenebilir Enerjiler appeared first on PERSPEKTİF .

Astrolojide Venüs, aşk, güzellik, uyum ve değerlerle ilişkili bir gezegen olarak bilinir. Doğum haritanızdaki Venüs burcu, romantik ilişkilerde neye ihtiyacınız olduğunu gösterir. Bu nedenle romantik ilişkilerde Güneş burcuna değil, Venüs burcuna bakmak gerekir. Partner seçiminizde Venüs burcunuzu dikkate alırsanız kesinlikle çok daha anlaşılabileceğiniz ve birbirinizi tamamladığınızı hissettiğiniz ilişkiler içinde yer alırsınız.

Gün geçmiyor ki yeni bir tuhaflıkla daha karşılaşmayalım. Siz bu yazıyı okurken bile yeryüzünde birbirinden ilginç gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Bu yazı ise bu tuhaf hikayelerden sadece en güncel olan beşini içeriyor.

Modern Türk sanatının ve edebiyatının yapı taşlarından biri olan Şakir Paşa Ailesi, yıllar boyunca skandallarıyla gündeme geldiği kadar belki de daha fazla ortaya koydukları sanat eserleri, kültür sanat dünyasına olan katkıları ve ilham oldukları sanatçılarla da gündeme geldi. İşte Şakir Paşa Ailesinin skandalları ve sanat dünyasına yaptığı katkılar…

Buğra Özdemir, mutfaktaki yolculuğuna çocukluk yıllarında aile sofralarındaki yemekleri izleyerek başlamış ve zamanla bu büyük tutkusunu profesyonel bir mesleğe dönüştürmüş. Yurtiçi ve yurtdışındaki deneyimlerinin ardından, sürdürülebilirlik ve yerel ürünlere verdiği önemle gastronomi dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiş.

Mustafa Kemal Erdemol: Brzezinski görse çok sevinirdi HTŞ Suriye’yi yönetebilir mi?

İsmail Pehlivan yazdı: Değişim için Alevilerin nasıl bir yapılanmaya ihtiyacı var?

Şahin Aybek yazdı: Siyasi hesaplaşmalarınızla fakir fukaranın çocuklarını cezalandırmayı bırakın!

Ayşenur Arslan yazdı: Özlem Gürses… Gazeteci!

Zalim Esad’ın gidişinin ardından olacaklara dair olumsuz bir senaryo dayatmamak gerek. Suriyeliler desteği ve umudu hak ediyor. The post Suriye Her Şey Çok Kötü de Gidebilir, İyi de… appeared first on PERSPEKTİF .

​​​​​​​Can Kakışım yazdı: Trump Erdoğan’ı niye övdü?

Aslında “kömür karasına” haksızlık etmek istemem. Kömür karası, beni bağışlasın. Benzetme yaparken müsrif oluyorum, müsrifliğime versin. Kömür karası, alın teri demektir. Tayyip Erdoğan dönemi zengini ise yine “yüz karası” ile gündem oldu. Şirketin adı: Limak. Ortakları da var. Desteklendiler.

“Menemen Olayı” bir cinayet değil, vahşettir. 6 Aralık 1930... Derviş Mehmet ve beş adamı, Menemen’e gitmek için Manisa’dan ayrılırlar. Menemen, 1930’larda, dört-beş bin nüfuslu bir ilçeydi. Millî Mücadele’de kıyıma uğramıştı. İşgal kuvvetleri, yaklaşık 1.500 kişiyi öldürürler. İlçede, küçük bir.

“Kumpas davalarının” yaygın olduğu dönemdi. Gaziantep’te dört dönem Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapan, muhalif çizgide gazetesi olan Abdullah Kocaman bir anda kendisini Emniyet’in sorgu odasında, savcı ve hakim karşısında buldu. Uzun bir yargılama süreci sonunda Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi, 30.

Gökyüzünde stresli açıların yoğunluk kazanacağı bir haftaya giriyoruz. Finans ve kapitalin genel göstergesi Jüpiter’in zarar gördüğü İkizler burcunda ve geri harekette olduğu bu dönemde bir de Satürn’den dik açı alması, para piyasalarına dikkat dedirtiyor. Bu açının etkili olduğu zamanlarda iş.

Gerek ekonomide gerek siyasette dünya çapında bir kötümserlik dönemine girmiş bulunuyoruz. Ekonomide dalgalanma normaldir. Dolayısıyla Çin’den Almanya’ya kadar yayılan ekonomik duraklamayı o kadar önemsemiyorum. Hatta bunu bir “düzeltme” olarak görüyorum. Ancak sıcak savaşlar için aynı şeyi.

Dün uzun erimli hava tahminlerine baktım. İnternetteki meteoroloji sitelerine göre İstanbul’da Ocak ayının 15’ine kadar kar yağışı görünmüyor. Kar denildiğinde aklıma hemen amansız 1987 kışı gelir. Mart ayı başında Balkanlar’dan gelen soğuk hava dalgası iki hafta süreyle kenti esir almış, hayatı felç.

Günümüzde milletten uzak ve milletten kopuk kurumlar geleceğimizi karartıyor! Diyanet İşleri Başkanı, bir kısım din görevlileri, Milli Eğitim Bakanı, Milli Eğitim Müdürlükleri, vs... Milletten o kadar kopuklar ki, üzerimizde kara bulutlar dolaştırıyorlar! Oysa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet.

Trump Saray’ı neden öptü ve muhalif fetihçiler.